İçeriğe geç

Haddi aşmak deyimi nereden gelir ?

Haddi Aşmak: Bir Adım Fazlasının Bedeli

Herkesin hayatında, kalbinin derinliklerinde yankı bulan o anlar vardır. O anlar, çoğu zaman bir kelimeyle, bir bakışla başlar ve bir anda her şeyin dışında kalırsınız. Bir adım daha attığınızda, dünyanızı bambaşka bir yer haline getirir. İşte, “haddi aşmak” dediğimiz o an da tam burada başlar.

Bir zamanlar küçük bir kasabada, Ayşe ve Emre adında iki yakın arkadaş yaşarmış. Ayşe, duygusal zekasıyla çevresindeki herkesi rahatça anlayabilen, her durumda empatik bir yaklaşım sergileyen bir kadındı. Emre ise çözüm odaklı, her sorunu stratejik bir bakış açısıyla ele alarak adım atan bir erkekti. Birbirlerinden çok farklılardı, ama bir o kadar da yakınlardı.

Bir gün, kasabaya yeni bir komşu taşındı. Adı Selim’di. Ayşe ve Emre, Selim ile tanışmak için ona evlerinde bir akşam yemeği daveti verdiler. Bu gece, her şeyin başlangıcıydı.

Ayşe, Selim’i hemen evine kabul etti. Onu rahatlatmak, hoş geldin demek için her türlü anlayışı gösterdi. “Her şey yolunda mı?” diye sordu, “Burada bir sorunun varsa bana söyleyebilirsin, her zaman yanında olacağım.” Ayşe’nin samimi tavırları, Selim’i rahatlattı. Emre ise farklı bir yaklaşım sergiledi. “Hangi taşındığın semt hakkında bilgi edindin?” diye sordu. “Bir sorun olacaksa, ben her zaman çözüm bulurum.” Fakat Selim’in cevabı, Emre’nin çözüm önerilerini boşa çıkardı. “Aslında henüz evle ilgili bir sorun yok ama…” diyerek suskun kaldı.

Ayşe, sessizliğin nedenini hemen fark etti. Selim, geçmişte yaşadığı zor bir dönemin etkisiyle, içsel olarak bazı duygusal travmalarla boğuşuyordu. Hangi çözümü önerse de, önce duygusal olarak rahatlatılması gerekiyordu. Fakat Emre, Ayşe’nin bakış açısından daha uzak, sorunun çözülmesini, mantıklı bir şekilde ilerlemeyi savunuyordu. Ayşe’nin derin bakışları, Emre’nin kararlı tavrını sarsacak gibi oldu.

Akşam boyunca, Ayşe ve Emre arasında Selim’e nasıl yaklaşacaklarıyla ilgili ufak bir gerilim oluştu. Emre, çözüm odaklı yaklaşımının başarısız olmasına sinirlendi. Ayşe ise, Selim’in duygusal iyileşmesi için biraz daha zaman gerektiğini düşündü. O an, haddi aşan şeyin sadece bir bakış açısının doğru olmasından ibaret olmadığını fark ettiler. Haddi aşmak, karşındaki insanın sınırlarını anlamadan, ona nasıl yaklaşılacağına dair kararlar almak demekti.

Bir gün, Selim’deki değişiklikler belirginleşmeye başladı. Artık içindeki travmalarla baş edebilmesi için, önce bir destek almak gerektiğini fark etti. Ayşe ona yaklaşırken, “Bunu birlikte aşabiliriz, yalnız değilsin,” dedi. Emre ise “Bunu bir adım atarak çözebiliriz,” diyerek farklı bir yol önerdi. İki yaklaşım da doğruydu, ama işte burada devreye giren şey, “haddi aşmak” kavramıydı. Ayşe, Selim’in duygusal sınırlarına saygı göstererek, sabırla ve empatiyle yaklaşmıştı. Emre ise, her adımı stratejiyle planlayarak, problemi çözmeye odaklanmıştı. Sonunda, iki yaklaşım da Selim’in hayatında önemli bir değişim yaratmıştı.

Birlikte, birlikte olmaya değerdi. Ancak her bir adım, ne kadar empatik ya da çözüm odaklı olursa olsun, bir insanın sınırını aşmak, istenmeyen sonuçlara yol açabilirdi.

İşte, “haddi aşmak” deyimi burada devreye girmekte. Bu deyim, bir insanın sınırını, güvenli bölgesini, duygusal ve psikolojik alanını zorlamaktan gelir. Aslında çok ince bir çizgi vardır; bazen bir söz, bazen bir davranış, bir hareket… Bu ince çizgi, haddi aşmak ve geri adım atmak arasındaki farkı belirler.

Haddi aşmak, karşındaki kişiye, onun dünyasına saygı duymamaktır. Oysa, duygusal zekâ ve çözüm odaklı yaklaşım birbirini tamamlayabilirse, karşındaki insanın sınırları da aşılmadan, birlikte bir çözüm bulunabilir.

Hadi, siz de düşünün: Hayatınızdaki en yakın kişiye karşı hangi sınırı aştınız? O anı, hangi bakış açısıyla değerlendirdiniz? Yorumlarınızı paylaşın, birlikte daha derinleşelim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
403 Forbidden

403

Forbidden

Access to this resource on the server is denied!