İçeriğe geç

Alkışı kim icat etti ?

Alkışı Kim İcat Etti? Gerçekten Bir İcat Mı, Yoksa Sadece Bir Sosyal Tepki Mi?

Hepimiz alkışın ne olduğunu biliyoruz. Sahneye çıkan bir sanatçı, başarılı bir konuşma yapan bir lider, ya da topluluğa hitap eden bir sporcu alkış alır. Peki ama alkışı kim icat etti? Alkış, tarihsel bir buluş mu yoksa insanlık tarihinin doğal bir sonucu mu? Bu soruyu sormak, gündelik yaşamda sıradanlaşan bir tepkiyi sorgulamak gibidir. Alkışın kökenleri hakkında yapılmış pek çok varsayım olsa da, ne yazık ki kesin bir cevabımız yok. Belki de alkışı “icad eden” bir kişi değil, insanın içsel sosyal ve psikolojik dürtüleri. Fakat bunu bir icat olarak nitelendirip etrafında yapılan tarihsel tartışmaları incelemek ilginç olacaktır.

Alkışın Tarihsel Kökenleri

Alkış, evrimsel açıdan düşündüğümüzde, insanların birbirleriyle etkileşim kurma ve duygusal bağlarını ifade etme biçimi olarak doğal bir sonuç olabilir. İnsanlar, bir şeyin beğenildiğini göstermek, takdir etmek ya da destek vermek için sesli bir tepki gösterirler. Fakat alkışın “icadı” olarak bilinen şey, sadece bir davranışın toplumlar içinde kurumsallaşmasıyla ilgilidir. Klasik dönemlerden itibaren, özellikle Yunan tiyatrosunda alkışın, bir performansı takdir etmenin bir aracı olarak kullanıldığına dair kanıtlar buluyoruz. Ancak bu alkış biçimi, bugünkü anlamıyla bir “icat”tan çok, bir sosyal davranışın zamanla düzenli ve ritmik hale gelmesi olarak tanımlanabilir. ([psychologytoday.com](https://www.psychologytoday.com/us/articles/2019/03/why-we-clap?utm_source=chatgpt.com))

Bu, alkışın tarihsel bir gelişim olarak toplumlar tarafından kabul edildiği anlamına gelir, ancak bu durum alkışın “icadını” bir kişiye atfetmeyi zorlaştırır. Eğer alkış bir “icat” olsaydı, kimse neden aynı zamanda kendi doğal sosyal içgüdülerine dayanan bu davranışı açıklamak için bir ad veya bir tarihsel an bulamazdı?

Alkış: Sosyal Bir Yaratım mı, Yoksa Evrimsel Bir İhtiyaç mı?

Sosyal psikologlar ve kültürel antropologlar, alkışın insanların toplumsal bir bağ kurma ve grup içindeki hiyerarşiyi belirleme biçimlerinden biri olduğuna dikkat çekiyorlar. Birbirine yakın topluluklar içinde alkış, onay, destek ve itibar gösterme biçimidir. Bugün sahnede ya da günlük yaşamda alkışa bakarken, bunun çok daha derin bir işlevi olduğunu anlamamız gerekiyor: insanlar birbirlerinin duygusal durumlarına tepki verirler ve bu tepkiler de toplumun normlarını yaratır. Kısacası, alkış, insanın sosyal yapısının doğasında olan bir tepkidir.

Peki, alkışın modern bir icat olarak nitelendirilmesi doğru mudur? Gerçekten kimse alkışı “buldum!” diyerek tarihe geçebilecek bir keşif yapmış mıdır? Alkış, bireylerin toplumsal onayı göstermek için doğal bir tepki olarak varolduğundan, bu “icat” hikayesinin zayıf olduğunu düşünüyorum.

Alkışın Toplumdaki Yeri: Sosyal Gücün ve İktidarın Bir Aracı mı?

Alkış, bazen toplumun gücünü ve iktidarını simgeler. Bir sanatçı alkış alırken, genellikle toplumsal kabul görmüş bir yeteneği, değerli bir başarıyı simgeler. Ancak bu durum, alkışın aynı zamanda iktidarın bir aracı olarak kullanılmasını da gündeme getiriyor. Mesela, bir devlet lideri veya yönetici, bir topluluğun alkışını almak için çeşitli manipülasyon tekniklerini kullanabilir. Bu da alkışı sadece bir takdir aracı olarak değil, aynı zamanda bir toplumsal denetim aracı olarak görmemize neden olur.

Alkış, bir grup insanın bir diğerini desteklemesi anlamına gelir. Bu destek, bazen gücün ve otoritenin pekiştirilmesine, bazen ise eleştirilen bir figürün toplum tarafından tanınmasına zemin hazırlayabilir. Bir sahne sanatçısının alkış alması ile siyasi bir liderin alkış alması arasında temel bir fark vardır. Bu iki tür alkış da toplumsal bağların bir göstergesi olabilir, ancak ikisi de farklı güç dinamiklerini barındırır.

Alkışı Kim İcat Etti? Bir Soru, Bir Cevap Yok

Alkış, hem bir toplumsal norm, hem de bireysel bir tepki olarak evrimleşmiş, zamanla belirli bir yapıya bürünmüş bir davranıştır. Ancak “alkışı kim icat etti?” sorusunun cevabı, aslında oldukça tartışmalıdır. Alkışı “icat etmek” ya da “bulmak” yerine, bunun evrimsel ve toplumsal bir gelişim olduğunu kabul etmek daha mantıklı görünüyor. Tarihsel belgelerde, alkışın ilk kullanımı ve kim tarafından başlatıldığına dair kesin bir veri bulunmamaktadır. Yunan tiyatrosundaki ilk alkışlardan, modern anlamıyla kullanılan alkışa kadar geçen sürede, bu davranış toplumsal bir ihtiyaç olarak kendiliğinden şekillenmiştir.

Tartışma Başlatan Sorular

Alkış, gerçekten bir sosyal icat mıdır, yoksa insanın evrimsel bir ihtiyacından mı doğmuştur?

Alkış, toplumsal iktidar ve gücün bir simgesi haline gelmişse, bu doğal bir sosyal tepki midir, yoksa manipülasyonun bir aracı mı?

Sahne sanatçılarından siyasi liderlere kadar herkesin alkış alması, toplumsal onay ve iktidar ilişkisini nasıl şekillendiriyor?

Alkışın tarihsel kökenlerini araştırmak, sadece toplumsal bir davranışın izlerini sürmekten mi ibarettir?

Alkışın ne olduğunu, nasıl evrimleştiğini ya da kim tarafından icat edildiğini sorgularken, aslında toplumsal yapıyı, gücü ve iletişimi daha derinlemesine tartışıyoruz. Şimdi size soruyorum: Alkış, tarihsel bir buluş mu, yoksa insanlığın doğal bir sosyal tepkisi mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
hiltonbettulipbetsplash